"Global Düşün, Yerel Uygula"

‘Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak’

4 min read

Haydarpaşa Dayanışması’nın aylardır “Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak’ sloganı ile sürdürdürdüğü mücadele bugün yoğun katılımla bir kez daha gerçekleşti. Önce İBB’nin Haydarpaşa ihalesine alınmaması sonrasında alınsa da ihale şartlarını yerine getirmediği gerekçe gösterilerek ihalenin 10 bin TL sermayeli bir şirkete verilmesi protesto edildi. 

Protesto etkinliğine katılanlar arasında uzun yıllar Ulusal Kanal’da Kent ve Yaşam Programını hazırlayıp sunan Mimar Osman Güdü’de vardı.

Haydarpaşa Gar İhalesinde Neler Yaşanmıştı

TCDD’nin tarihi Haydarpaşa ve Sirkeci Garı’nın atıl depo sahaları bölgesini kiralamak için açtığı ihalede İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) elendi. İhale, İBB davet bile edilmeden 18 Ekim Cuma günü akşam saatlerinde tek bir katılımcıya verildi.

İBB, Haydarpaşa ve Sirkeci Gar İhalesine Çağrılmadı

TCDD, tarihi Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının atıl durumda olan yaklaşık 29 bin metrekarelik depo sahalarını kültür ve sanat etkinliklerinde kullanılmak üzere 4 Ekim 2019 tarihinde ihaleye çıkardı. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın “caydırıcı olur” diyerek İBB‘nin katılımını uygun bulmadığı ihaleye 4 teklif sunuldu. İhalede sona Okçular Vakfı‘nın kısa süre öncesine kadar genel müdürlüğünü yapan eski İBB çalışanı 33 yaşındaki Hüseyin Avni Önder’e ait Hezarfen Danışmalık Limited Şirketi ve İBB’nin iştirak şirketleri Kültür A.Ş.-İSBAK-Metro A.Ş.-Medya A.Ş.’den oluşan konsorsiyum kaldı.

Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre; TCDD’nin tahmini aylık kira bedelini 30 bin TL olarak belirlediği ihalede 10 bin TL’lik sermayeye sahip Hezarfen Danışmanlık, aylık 300 bin TL, İBB konsorsiyumu aylık 100 bin TL teklif sundu. Tekliflerin açıklanmasının ardından ihale komisyon başkanı, 15 gün içinde tarafları pazarlığa çağıracağını açıklayarak ihaleyi sonlandırdı. İBB bu süre içinde Hezarfen Danışmanlık Şirketi’nin teklifine itiraz etti. İhale komisyonunun tarafları pazarlığa davet etmesi beklenirken dün ihalenin yapıldığı, İBB’nin davet bile edilmediği, yazılı olarak elendiklerinin bildirildiği belirtildi. İhaleye tek başına davet edilen Hezarfen Danışmanlık’ın rakamı 350 bin liraya çıkardığı ve ihaleyi aldığı kaydedildi.

Elenme gerekçesi: Eski Türkçe kullanmamak
İBB’nin elenme nedenleri arasında şartnameye göre zorunluluk olmadığı halde 4 belediye şirketinin de ayrı ayrı iş deneyim belgesinin olmaması yer alıyor. Elenme nedenlerinden biri de sözleşmede “müştereken ve müteselsilen” yerine “ortaklaşa ve birlikte” ibaresinin kullanılması.

İmamoğlu: “Mahkemeye gidiyoruz”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medyadan yaptığı açıklamada karara tepki göstererek “Haydarpaşa ve Sirkeci ihalelerinden İBB iştirakleri hukuksuzca elendi. Hem mahkemeye taşıyacağız hem de suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

İmamoğlu yaptığı paylaşımda tepkisini şöyle dile getirdi: “Bu akşam üstü saat 17.00 sularında bizim haberdar edilmediğimiz bir toplantıda daha düne kadar İBB’nin 3 bin TL maaş ile bir çalışanı olan, bir vakfın da geçmişte genel müdürlüğünü yapmış bir şahsa ait olan şirkete İstanbul’un en kıymetli Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının arka planındaki kullanım alanların ticari faaliyet yapılmamak üzere 350 bin bedelle bizden habersiz, sözüm ona bir bahaneyle bizim ihaleye girmemizi engelleyerek verdiler.Kınıyorum.”

“Gerekçe komedi!”
İmamoğlu, elenme gerekçelerinin de “komik” olduğunu dile getirerek “Şartnameye göre böyle bir zorunluluk olmadığı halde ihaleye giren 4 belediye şirketinin de ayrı ayrı iş deneyim belgesi olmadığı için elenmişiz. Konsorsiyumun tanımı nedir? Konsorsiyum eksiklikler tamamlanması için kurulur. Bahaneye bakar mısınız? Daha dün belediyede 3 bin lira maaşı olan 10 bin sermayeli şirketin deneyimine güvenenler bizim koca Kültür A.Ş.’nin deneyimini hafife alıp bahane üretiyorlar. Sormak istiyorum ortaklık sözleşmemizi uygun bulmayan kurul neden 15 gün önce bizim o ihaleye girmemizde hiçbir engel bulmadılar ve bizi bu ihaleye kattılar. 15 günde değişen neydi? Değişeni söyleyeyim mi? Motivasyonunuz. O salonda kim varsa, yukarıya doğru kim varsa kime kadar gidiyorsa 16 milyon insanın hakkını öyle bir şekilde arayacağım ki siz de bunu göreceksiniz. Size bir başka komik sebep daha paylaşacağım bütün İstanbul gülecek. ‘Müşterek ve müteselsilen’ yerine ‘ortaklaşa ve birlikte’ demişiz. Biri eski Türkçe biri yeni Türkçe. Komediye, bahaneye, motivasyona bakar mısınız? Düştükleri duruma gülersiniz. Ama ne yazık ki bu trajikomik bir durum” dedi.